KENDİNE NEYİ YAKIŞTIRIYORSUN?


Bir amca vardı geçenlerde vefat etti.

Ondan önce bir çocuğa kızmıştı. Kızdığı şey bir cevizin kabuğunu doldurmazdı.

Öleceğini bilseydi kalp kırar mıydı acaba diye geçiriyorum içimden.

Hatırda pek de iyi kalmadı sonuçta.

İnsanın iyi hatırlanması gerektiğini düşünüyorum. Ölüsünde de dirisinde de.

Tabiki insanız; kızarız, ağlarız, üzülürüz, mutlu oluruz….

Bazen dolup dolup taşarız. Kızdığımızda neyi nasıl yansıttığımız önemli.

Öfkeyle kalkıp zararla oturmamak gerek.

Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurur;

İnsanların mizaçları farklıdır. Kimi geç kızar, öfkesi tez geçer. Kimi çabuk kızar, çabuk yatışır, bu ise kendisini telafi eder. Kimi de tez kızar geç yatışır. En iyisi, geç kızıp öfkesi çabuk geçendir. En kötüsü de çabuk kızıp geç yatışandır. (Tirmizi)

Kızgınlığımızı, öfkemizi bir kenarda bırakıp Allah rızasını öfkenin önüne geçirmeliyiz.

Eğer ben susarsam ‘’Rabbim benden razı olur’’ dememiz gerek.

Ya da şu an ‘’benim peygamberim’’ olsaydı ne yapardı diyerek düşünmemiz gerek.

Unutmamalıyız ki; Taifte akrabaları tarafından taşlanan Peygamberimiz (sav);’’ Rabbim bilselerdi yapmazlardı’’ diyerek beddua dahi etmemiştir.

Oysa biz en ufak bir şeyde beddua etmesek bile bedduaya yakın sözler sarf ediyoruz. Kötü sözler çıkıyor ağzımızdan.

O’nu anmak, zikretmek, tesbih etmek için yaratılan ağzımızdan kötü sözler çıkıyor.

Yakışmıyor gerçekten Müslümanım diyen bizlere yakışmıyor.

Kişi kendisine yakışanı yapar derler.

Kendimize yakışanı yapabilme duasıyla….

Sibel HASKÖY

13.06.2020/13.57

Yazımın sizlere bir faydası olduysa yorum bölümüne 💐 bırakabilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar