GÖRMEDİM, DUYMADIM, BİLMİYORUM!
Cahit Zarifoğlu’nun bir sözü var herkesin diline dolanan; Ben bu çağdan etimle, kemiğimle nefret ettim.’’
Anlaşılan
hepimiz nefret ettik bu çağdan.
Elimizden bir şey gelmiyor. Ben ne yapabilirim ki deyip geziniyoruz ortalıkta. ‘’Sonra Rabbim bizi korusun’’
Allah
korur kullarını. İnancımız sonsuz.
Ama
şu var sen hiçbir şey yapma en ufak da olsa mücadele etme. Sonra bir şeyler
bekle.
Önce
elimizden geleni yapacağız. Sonra Allah’a tevekkül edeceğiz.
Ama
biz deyim yerindeyse ‘’armut piş ağzıma düş’’ böyle yapıyoruz. Yapmamalıyız!
O
kadar hazıra alışan bir toplum olduk ki...
Bir
şeyleri kullanıyoruz ama o elimize gelen ne yoldan geliyor haberimiz bile yok.
Ekranlara bakıyoruz saçma sapan diziler, saçma sapan güldürü programları aile hayatımızın içine kadar giriyor. Sanki normalmiş gibi normalleştirilmeye çalışılıyor. Biz hâlâ uyuyoruz.
Biz
burada gülerken kaç çocuk bir hiç uğruna işkencelere hatta dilimin bile
varmadığı dehşet verici şeylere maruz kalıyor.
Hangimizin
haberi var bunlardan. Sonra saçma sapan şeyleri dert diye kafamıza takıyoruz.
Hangi birimizin bunları duyduktan sonra uykusu kaçıyor=? Vicdanı sızlıyor?
Sızlayan vicdanımızı da sosyal medyada
beğenerek paylaşarak üstünü örtmeye çalışıyoruz. Tamam kardeşim, evet rahat artık
vicdanımız. (!)
Elimizden
gelmedi bir şey; paylaş sosyal medyada, beğen geç. Unut sonra…
Başkalarının
çocukları acı çekiyor. Sırf başkasının çocuğu olduğu için çekmek zorunda değil mi
(!)
Ruhumuz
bile duymuyor.
Duymaz
tabi süslü püslü dünyamızı böyle şeylerle karartmak işimize gelmiyor.
Sonra
Allah bizi korur, değil mi!
Biz
böyle devam edelim, en lüks şeyleri alalım gösterişin dibine vuralım.
Allah
bizi korur!
Allah
için bir şeyler yapmak zor gelsin. Allah için harcadıklarımız da aklımız kalsın.
Sonra
Allah bizi korur!
Böyle
devam edelim.
En
lüks evler tutalım en lüks kıyafetler alalım en lüks bayb shower yapalım. En
lüks düğünler yapalım, en lüks takılar takalım…
Sonra
Allah bizi korur!
Biz
böyle kapitalist sistemle gözlerimize set çektikçe o çocukların ne çığlını
duyarız, ne işkencelerini görürüz.
Sonra
görmedim, duymadım, bilmiyorum.
O
canilerden ne farkımız kaldı!
Böyle
devam edelim(!)
Bunların
hepsinin hesabı bir bir sorulacak. Zerre iyiliğin zerre kötülüğün hesabı
sorulacak.
Nasıl
hesap veririz, nasıl bu çocukların vebalini öderiz bilmiyorum.
Yastığa
rahat koyduğumuz başımızın hesabını bir bir vereceğiz.
Uykumuzun
kaçmadığı ümmetin derdiyle dertlenmediğimiz her günün hesabını bir bir
vereceğiz.
Ben
bu çağdan ve kendimden nefret ettim…
Sibel
HASKÖY
13.07.2020/14.08
Yorumlar
Yorum Gönder