BU ASIRDA YAŞAMAK

 



Nasıl bir çağa denk geldik böyle Rabbim, diyorum bazen içimden.

Sonra düşünüyorum kötülük hep vardı eskiden de vardı. Sadece üstü kapatılıyordu.

Şimdi sosyal medya gibi mecralar var insanların mahremlerini teşhir eden. Edebimize, ahlakımıza ters olan şeyleri ‘’olması gereken’’miş gibi gösteren.

Kuran’ı Kerim’de helak olan her kavmin çirkin bir özelliği var.

Bütün bu çirkinlikler günümüzde toplanmış ve gözümüzün içene sokarcasına ailemizin, kalbimizin, ruhumuzun derinliklerine kadar işliyor.

Kimi farkına varıyor, kimisi de beni ilgilendirmez diyerek kendi yoluna bakıyor.

Bu asırda ‘‘yaşamak’’ çok zor diyoruz. Asr-ı saadette yaşasaydık daha farklı olurdu düşüncesi de yoklamıyor değil sonra.

Şöyle düşünelim, Ebu Cehil Asr-I saadette yaşadı Peygamberimiz’i (sav) gördü ama aydınlanmadı yüreği imanın nuruyla.

Hemen aklıma Arif Nihat Asya’nın iki dizesi geldi;

Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;

Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor.

Her devirde olacak Ebu Cehiller, Firavunlar, Lut kavmi gibi ahlaksızlıklar…

Yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük. Bize düşen hakikatten sapmamaya çalışmak.

Hz Asiye annemizi ‘’Hazreti Asiye’’ yapan Firavun’un eşi olması değil.

İnancı, teslimiyeti. Firavun gibi önde gelen kafire Allah’tan başka ilah yoktur, diyebilmesi.

Hz Lut (as) peygamberken eşi ona inanmadı. Hakkı göremedi.

Hakkı görebilmek hangi konumda hangi çağda olduğumuzla ilgili değil fark ettiysek.

İmam Şafi (Allah rahmetiyle muamele etsin) şöyle buyuruyor; Sen nefsini Hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder.

Önce nefsime sonra sizlere.

Hakkın razı olduğu yerlerde olma duasıyla…

Sibel HASKÖY

23.09.2020/22.15

 (Fotoğraf alıntıdır.)

Dua eder yorumlarınızı beklerim 🌺🙏


 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar